Balıkesir ,İstanbul uçuşu 45 dakika,
Uçağın kapıları kapanıyor,
Koridor tarafında oturuyorum,
Yanımdaki kotuklarda,iyi giyimli,
Orta yaşlı bir adam,
Yanında sevimli bir genç,
Sanırım baba oğul,
İkisi de telaşlı,planlar yapıyorlar birlikte,
Evlilik,belki nişan..
Uçak pistten hareket ederken,
Çocuk yavaşça soruyor,
'Baba,aşk mutlu olmaya yeter mi sence?'
Zor yerden sordun diyor baba,gülümseyerek,
Çocuk devam ediyor,
Sen anneme aşık oldun mu yani?
Adam kafasını hafifçe kaşıyor,
Sonra yanıtlıyor,
'Oğlum,dünyada üzerine
En çok söz söylenen konu aşk'
Söylenmemiş bir laf kaldı mı bilmiyorum,
Aslında, aşkı depreme benzetirim ben,
Bir anda başlar,sonra şiddetlenir,
Sonra da aynı hızla yavaşlar ve biter.
Yaşadığı an uzun gibi gelse de,
Depremler kısa sürer aslında.
Ancak, bazen şiddeti büyük ve yıkıcı olur,
Yıkıntıların altında kalmak ihtimali de var yani!
Öyle ki, 'Orada kimse yok mu?'
Diye bağırdıklarında bile,
Duymayacak kadar gömülebilirsin bazen
Buğulu düşlerin enkazına..
Genç adamın suratı biraz asılıyor,
O sırada uçak tübülansla sarsılıyor,
İnsanlarda huzursuz bir kıpırdama,kemerler,ikaz,
Ve devam ediyor çocuk,
Kafam karıştı biraz!
Bu kadar zor mu yani?
Baba çocuğa,yapılan anonsu işaret ediyor,
Bulunduğun yerdeki hava koşullarına bağlı..
Ani başlayan herşey,genelde aynı hızla
Bitme özelliği taşır.
Aşkı yaşatabilmenin yolu ise
Onu sürdürülebilir kılmaktan geçer, unutma!
Sen o tepedeki şiddeti asla sıfırlamayacaksın,
Aşkın temeli sağlam,
Kolonları güçlü olacak,
Ama deprem hafifçe sallamaya devam edecek..
'Barajları düşün' diye devam ediyor baba,
Baraj inşaatları dinamitle başlar,
Aynı aşk gibi şiddetle,
Sonra su tutmak için duvarlar örülür,
Su yavaş yavaş birikir,
Sonra,sabırla ve sevgiyle,
Suyun dolmasını beklersin,
O biriken su,
Sevginin çevresindeki ekinleri besler,
Bazen su azalır barajda,endişelenirsin,
Gün gelir yağmurlar kesilir,
Kuraklık korkusu düşer sevginin üzerine,
İşte o an sen yılmadan
Ve umudunu hiç yitirmeden,
Son damla su kuruyuncaya kadar
Sonbahar yağmurlarını bekleyeceksin,
Barajı yapmak yetmez,
Onu gözün gibi koruyacaksın yani,
İşte gerçek sevgi budur evlat,
Sabır ve emek ister..
Bir sessizlik oluyor,
Baba,çocuğun omuzunu okşayarak devam ediyor,
Senin çok daha iyi anlayacağın
Başka bir örnek;
Maçları düşün mesela,
Bazen ilk beş, on dakikasında
Çılgınca saldırır,
Belki de gol atarsın,
Ama maç doksan dakikadır,
Sen bir ömrü sığdıracaksın
O doksan dakikaya,
Yaşanmışlıkların izleri doldurcak
Sahanın çimlerini,
Maçın sonuna kadar aynı istekle koşacak,
Sahada basmadık yer bırakmayacaksın yani,
Öyle ki, sakatlansan bile
Kalkıp devam edeceksin oyuna.
Sonra yavaşlıyor ve sesi hafifçe titriyor;
Ama her maçın sonu gelir,
Uzatma dakikaları için tabela kalkar,
Hakem süreyi bazen uzun,
Bazen de kısa tutar,
Ama beklenen ölüm düdüğü çalar sonunda..
Babanın sesi hüzünleniyor,
Yutkunarak devam ediyor,
Kaçış yok yani,
Sen son düdüğe kadar
Sevgiyi canlı ve diri tutacaksın..
Çocuk başını babasının omuzuna yaslıyor
Ve hüzünlerine dokunuyor sevgiyle.
Peki baba ,aşk ve sevgi farklı şeyler mi ?
Aşk nedir,sevgi nedir ?
Aşk zafere götüren başlangıç ve ilk heyecan,
Sevgi ise doksan dakikadır.
Birbirlerini tamamlarlar yani..
Peki sürdürülebilir bir sevgi için
Bana ne tavsiye edersin baba ?
Neyi farklı yapmalıyım,söyler misin ?
Baba,oğlunun yüzünü sevgiyle okşuyor
Ve devam ediyor,
Bence çok kolay,
Herşeyi zorlaştıran biziz aslında;
İçindeki sevgi sözcüklerini paylaşırken cömert,
Eleştirileri yaparken cimri olacaksın,
Sevgiyle merhameti asla karıştırmayacaksın,
Merhamet sevgiyi çürütür çünkü,
Daima sevgiyi öne çıkartacaksın,
Bu çok yaptığımız bir hata değil mi?
Aklımız başımıza hep sonradan gelir,
Doğru zamanlarda doğruları yapmaz,
Sevdiklerimize güzel şeyler söylemeyi,
Onları kaybettiğimizde
Veya kaybetme korkusu duyduğumuzda hatırlarız..
Mezar başlarında sevdikleriyle konuşanlara
Bir sor bakalım,
Sevdikleri yaşarken,orada söylediklerinin
Ne kadarını paylaşmışlardır mesela ?
Deden derdi ki ;
Büyüklerinin mezarı başında ağlayanlar,
Eksik yaptıkları ve yapmadıkları şeyler için
Kendilerine ne kadar kızıyorlarsa
Gözyaşları da o kadar fazla olur.
Bu sözün doğruluğuna
Ben de defalarca şahit oldum.
Aslında bunu test etmek için
Ölüm de şart değil,
Terkedildiğinde'sensiz yaşayamam'
Diye ağlayanlar,
Birlikteyken kaç kere bir demet gül alıp
Gitmişlerdir sevdiklerinin yanına..
Ama gün gelir,
Tüm çiçekleri sersen önlerine
Çok geç olur..
Sahip olduğun sevgileri
'Kazanılmış hak' olarak görmeyeceksin evlat,
'Nasılsa o benim,bir yere gitmez'
Demeyeceksin.
Gitmeleri ile en çok can acıtanlar,
Hiç gitmeyeceklerini düşündüklerindir..
Asla kaybetmeyecekmiş gibi planlar yapacak,
Her an kaybedecekmişsin gibi
Titreyeceksin sevdiklerinin üzerine,
O zaman aşk ölümsüz,
Sevgi de sürdürülebilir olur işte..
Kemerleri bağlıyoruz,
Uçak piste değerken
Baba yavaşça kulağıma eğiliyor,
Beyefendi umarım kafanızı şişirmedik!
Çok güzel bir konuşmaydı diyorum,
Söylediklerinizden çok etklendim,
Oğlunuz sizin gibi bir babası olduğu için
Çok şanslı,
Özellikle 'aşk' tanımınız bir harika..
Yarın eve dönüşte
Sarı laleler alacağım galiba..
Ayağa kalkıp çıkış kapısına yöneliyorum,
Uçağın koridorlarında
Eski bir şarkı çalıyor hafiften,
'Hiç bir şeyde gözüm yok
Sen yanımda ol yeter'
Şimdi moda oldu,
Ne güzel buluyorlar bu eski şarkıları
Şaşırıyorum,
Uçağın açılan kapısından,
Hafif bir rüzgar vuruyor,
Konuşmalar etkiledi beni galiba,
Üşüyorum..
ARALIK 2020 İSTANBUL