10 Nisan 2025 Perşembe

ANNEYE ÖZLEM

 


Yeşilköy'de, denizin üstünde hafif bir rüzgar,
Uçağın tekerlekleri İstanbul'a kapanırken,
Arka koltuktan tanıdık bir ses,
Kafamı çevirdim Cebo,
Bir hayli yaşlanmış,omuzlar çökmüş,
Gözler donuk,bakışlar yorgun..
Hayattan,oradan,buradan konuştuk bir süre,
Üçüncü karısından ayrılmış,
Haraç mezat satmış,Aksaray'daki meyhaneyi.
'Tünelin ucu gözüktü oğlum artık' dedi,
Fonda ölüm var galiba..
Sonra benden konuştuk bir süre,
Annemi kaybettim dedim,
İki yıl olacak,
Bir gün yoruldu,yaşını yastığa koydu ve kalkmadı,
Onu çok özlüyorum Cebo.
Esnekliği neredeyse kaybolmuş yorgun yüzünü,
Son bir gayretle soru formuna sokarak baktı,
Geçenlerde yine rüyamda gördüm,diyerek devam ettim,
Bana, 'Neden beni bu kadar özlüyorsun? ' diye sordu,
Ona dedim ki ;
Hani bazı günler arabamın tekerlekleri,
Kendiliğinden Ataköy'e kıvrıldığında,
Kapını çocuksu bir heyecanla açardın ya !
İşte ben senin yaşlı bedenindeki,
Umut dolu o genç kızı özlüyorum.
Sevdiklerimizin bizi üzdüğünü düşündüğünde,
Önce yüzün kararlı bir endişeyle asılır,kelimelerin sertleşir,
Sonra yavaşça yumuşar ve adilce yargılardın.
İşte ben senin taraflı sevgine direnen,
O adalet anlayışını özlüyorum.
İçimdeki en büyük acıları kendime kızdığım zamanlarda yaşarken,
Sadece senin sesini duymak istedim.
İşte o anlarda,
Çaresizliğimi, güven dolu varlığının ardında gizlemeyi özlüyorum.
Ölüm, canlıların en korkulu rüyası,
Ben,senin sevdiklerin için duyduğun endişeleri,
Ölüm korkusunun önüne taşıyan,
O cesur yüreğini özlüyorum.
Cebo,yeter artık dercesine omzumu sıktı,sustum..
Uçak,bahar türbülanslarında sallanarak yol alırken,
Gözlerimiz bir süre,ölümün sırrını ararcasına,
Uçsuz bucaksız maviliklerde takıldı kaldı.
Benim düşlerimde acı bir özlem,
Cebo'nun düşlerinde ise,yıllanmış pişmanlıklar vardı.

İSTANBUL 2003

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

SESSİZ HAYKIRIŞLAR

Siz beni Söylediklerimle tanırsınız, Suskunluğumu bir duysanız Utanırsınız.. SUADİYE , ŞUBAT 2025