Kayıtlar

UMUT KÖŞESİ

Resim
7.15 gibi çıkardın kapıdan, Uzun ve ince topuklu ayakkabılarınla Aşağı süzüldüğünde Tam 18 basamak sayardım. Önce makyajının altına gizlenen Beyaz ve sisli yüzün görünür, Sonra yoğun parfümünün Kokusu yayılırdı ortalığa. Ben apartmanınızın köşesinde Özenle kendimi gizlerdim, En büyük endişem Varlığımdan tedirgin olmandı, Umutlarımı ertesi sabaha taşıyamamaktan Deli gibi korkardım yani.. Arada bir göz göze geldiğimizde Metal bakışlarınla Aramıza koyduğun Aşılmaz asmalı köprülere alışmıştım ama Yine de içim ölesiye acırdı. Sonra yavaşça arabanın anahtarını çıkartır, Uzun ve pembe tırnakların Kırılmasın diye özenle tutardın, Oysa ben o an İçimdeki fırtınayı koyacak yer bulamazdım. Gaza basıp uzaklaştığında Ardında buğulu bir boşluk sezilirdi, Sonra araban köşeden hızla döner Finalde içim ezilirdi.. YAKACIK ,MAYIS 2021

BOŞLUK

Resim
O sarı evin köşesinde beklerdim seni, Çünkü eviniz en iyi oradan gözükürdü, Sonra an gelir Uzun , ince boynun Ve kış beyazı kollarınla Bir kuğu gibi süzülürdün pencereye, Gri bulutlara bakardın en çok, Sanki ellerini açıp uçacak gibi. Elinde hep bir cigara Gözlerinde gizemli bir boşluk olurdu. İşte o anlarda ben İçinde yerimi çalan o boşluğu Deli gibi kıskanırdım. Nisan yağmurları çiselerdi ince ince Sarı evin köşesinde ıslanırdım.. İSTANBUL,SUADİYE MART 2021

BÖYLE DE YÜRÜNÜR MÜ

Resim
  Boşu boşuna yürümem ben öyle, Düşünüp de yapamadıklarınızı Yürürken ben yaparım. Mesela, televizyon programlarında Kızıp da veremediğiniz cevaplar var ya! İşte o cevapları ben veririm. Trafik bir sıkışmaya görsün, Derhal bazı evleri yıkar, Yerlerine yollar, parklar yaparım. Bitmemiş inşaatlar varsa merak etmeyin, Onları da ben bitiririm. Bir yaşlı çift görürüm bazen, Yorgun ve umutsuz gözlerle  Çare arayan, Köşeye derhal bir poliklinik yaparım. Ayrıca uygun gördüğüm her mahalleye Okul ile kreş Bir de bakım evi kondururum, Üstelik bunları bol keseden yaparım, Param hiç mi hiç bitmez yani.. Sonra yorulurum haliyle, E...onca iş ,kolay mı ? Ara sokaklarda Nefes almak için Maskemi açarım bir ara, Ama o sırada da boş durmam, Göklere yağmur bulutları, Sokaklara demokrasi umutları ekerim. Mutsuzlara sıcak el, Barajlara sel olurum. Kapılardaki kelepçeleri açar, Yerlerine güller saçarım. Düşünce suçlularını serbest, Yasakları derdest ederim. Medeni dünyaya elimi, Sahtekarlara dilimi u...

SAKIN DOKUNMA

Resim
                 Ben, yüzündeki o izlerle sevdim seni, Kimbilir kaç kere dolaşmıştır ellerim, Senin kusurları Benim seni bulduğum o ayrıntılarda. Sakın dokunma onlara, ne olursun, Bilirsin ben çabuk kaybolurum Tanımadığım yollarda, Sonra pişman olursun, Gözlerimi kaçırırım Gözlerine bakarken Kavrulursun.. İSTANBUL  SUADİYE ,ARALIK  2020

AŞK SABIR İSTER

Resim
Balıkesir ,İstanbul uçuşu 45 dakika, Uçağın kapıları kapanıyor, Koridor tarafında oturuyorum, Yanımdaki kotuklarda,iyi giyimli, Orta yaşlı bir adam, Yanında sevimli bir genç, Sanırım baba oğul, İkisi de telaşlı,planlar yapıyorlar birlikte, Evlilik,belki nişan.. Uçak pistten hareket ederken, Çocuk yavaşça soruyor, 'Baba,aşk mutlu olmaya yeter mi sence?' Zor yerden sordun diyor baba,gülümseyerek, Çocuk devam ediyor, Sen anneme aşık oldun mu yani? Adam kafasını hafifçe kaşıyor, Sonra yanıtlıyor, 'Oğlum,dünyada üzerine En çok söz söylenen konu aşk' Söylenmemiş bir laf kaldı mı bilmiyorum, Aslında, aşkı depreme benzetirim ben, Bir anda başlar,sonra şiddetlenir, Sonra da aynı hızla yavaşlar ve biter. Yaşadığı an uzun gibi gelse de, Depremler kısa sürer aslında. Ancak, bazen şiddeti büyük ve yıkıcı olur, Yıkıntıların altında kalmak ihtimali de var yani! Öyle ki, 'Orada kimse yok mu?' Diye bağırdıklarında bile, Duymayacak kadar gömülebilirsin bazen Buğulu düşlerin enkaz...

SÖZ

Resim
Birgün güllerle karşılarım seni, Merak etme,sözüm söz, Ama şimdi zamanı değil, Vakit henüz erken, Yani iyi olur dönüp gidersen. İnanmazsan İmzamı atarım Bulutlarla gökyüzüne, Sonra tarayıp gönderirim sana Nereye istersen.. İSTANBUL, EKİM 2020

MAHENDRA

Resim
Hindistan üzerinde hep türbülans olur, Kimbilir belki de Tanrı aşağıdaki sefalete dikkat çekiyordur.. İnişe iki saat var,biraz uyusam, Sallanan uçağın titreşimleri ve Alttaki bulutların beyazlığında Gözlerim kapanıyor bir ara. Kemer ikaz sesi ve anonsla uyanıyorum, Dağların arasından süzülerek iniyoruz, Nameste.. Kathmandu'ya hoş geldiniz. Everest'e giden dağcılar Ve çekik gözlü turistlerle birlikte, Islak bir bant üzerinde Yorgun dönen bavullarımıza ulaşıp, Şehrin nemli ve duman kokulu karmaşasına karışıyoruz. Havada sabahın ince soğuğu Ve gün doğarken tapınaklarda yakılan ölülerin kokusu, Yollarda fareler,maymunlar ve insanlar, Anlaşılmaz ve garip bir uyumla Ve bir barış sessizliğinde Hep birlikte yürüyorlar.. Otel şehrin biraz dışında, Yerleşip şehri dolaşmak için sabırsızlanıyorum, Yarın yolculuk Pokhara'ya, Mahendra ile buluşacağım. Bavulları nemden ıslanmış yatağın üzerine atıp, Yürüyen insanlara karışıyorum.. Akşam otele döndüğümde, Aklımda şehirden ne kaldı diye düş...

TAVANARASI

Resim
Bu Korona geceleri uykular iyice gitti, Şahdı şahbaz oldu yani, Elimde uzaktan kumanda dönüyor duruyorum, Yatakta bir sağda,bir öbür taraftayım, Uykularda uyku değil zaten Sanki araftayım. Yine öyle zor bir gece, Rüyamda babamı görüyorum, Çatıya çıkan merdivenlerin başında, Üzerinde çift cepli Kanadyen gömleği, Alnı hafifçe terli, yüzü biraz yorgun, Saçlarını limonla geriye taramış, Yanına yaklaşıyorum, Babacığım diyorum,seni çok özlemişim, Çatıyı işaret ediyor eliyle, Gel,diyor, Birlikte çıkıyoruz, Sağdaki ilk odada, Yıllardır içini açmadığım eski bir sandığı gösteriyor, Özlüyorsan diyor, Ben işte oradayım, Geçmişin izleri o eski sandıklarda, Sarı yapraklar ve eski resimler arasındadır bakarsan, Yani hatırlandıkça yaşar,unutulunca ölür insan... Yutkunuyorum,devam ediyor, Burada benim zamanla falan işim yok zaten, Hergün geçmişten yeni bir sayfa açıyorum, Oğlum ! diyor, ben artık hatıralarla yaşıyorum... Birden yıllardır mezarına gitmediğimi hatırlıyor, Yüzümü eğiyor,utanıyorum, Düşünc...

HEDİYE

Resim
                    Eminönü, Kadıköy vapur iskelesi, 14 şubat, Hava açık, dışarıda soğuk bir poyraz, Karşıda Topkapı Sarayı, Sarayburnu, martılar, Akşama balık mı alsam ? Yanında salata, beyaz şarap, Aslında eski balıklarda kalmadı, Yemek sonrası hep ağızda kötü bir tat kalıyor, Kapılar açıldı, Kadıköy vapuru yolcu alıyor. Sakin bir köşe seçiyorum, Karşımda temiz giyimli yaşlı bir adam oturuyor, Göz göze geliyoruz bir ara, Elimdeki mavi kurdeleli hediye paketini işaret ediyor, Hediye almak bir sanattır, Anlamadım,diyorum, Yaklaşarak gülümsüyor ve tekrarlıyor, Zor iştir hediye almak, Bir yanıt verme ihtiyacıyla, 14 şubat diyorum ,işte malum gün,adet olmuş, Sözümü kesiyor, Hediye bir karakter yansımasıdır unutma! İçine ne koyarsan koy, Açınca içinden sen çıkarsın yani. Şaşkınlıkla bakarken devam ediyor, Hediye hem aldığın kişiye verdiğin değerin, Hem de o değeri ifade etme yeteneğinin bir ölçüsüdür, Sevginin gözü,sözün özüdür hediye, Hani ...

GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ..

Resim
Evin kapısını sessizce kapatıp çıkıyorum, İçimde büyüyen bir yalnızlık, Vakit gece yarısı, kafam karmakarışık. Arabanın soğuk koltuğuna yerleşiyorum, İstikamet zeytin ağaçları ve ardında bir deniz.. Radyonun kısık sesi bile fazla geliyor, Bu gece ruhumda müziğe yer yok, Konuşarak ulaşamadığım yanıtları, Gecenin sessizliğinde aramak istiyorum. Boşluklar, endişeler v e cevapsız sorularla birlikte, Düşüncelerin dibine doğru ilk gaza basıyorum. Farların ışıkları sessizliği lekeliyor, Gece araba kullanmayı hiç sevmiyorum.. Yasak hızlarda huzur aradığım saatlerin sonunda, Zeytin ağaçlarının arasından ilk deniz gözüküyor, Henüz hiç bir soruya yanıt bulamadım, Kim bilir belkide yanıtlar, cevapsız soruların içinde gizlidir. Camı açıyorum, Ege'nin kokusu buram buram.. Koya yaklaştığımda Kaptan'ın kayığını görüyorum, Her zamanki yerinde sakin ve demirli, Yorgun motorunu çalıştırıp,   Açık denizlere taşıyacak kader arkadaşını sabırla bekliyor. Sahilde bir taşın üzerine ilişiyor ve güneşin...

UTANMIYORUM

Resim
E5  bu saatte yoğun olur, Sahilden gitsem, Sağda tersaneler,çiçekçiler, Bakım evi yolun sonunda, Deniz kenarında, Küçük ve sessiz bir yer. Dışarıda yağmuru üşüten bir lodos, Rıfat hoca terasta, Dizlerinde bir battaniye, Elinde sağ köşesi buruşmuş bir Sözcü gazetesi. Hocam diyorum, hatırladınız mı ? Ben Ticari İlimler de öğrencinizdim. Yüzüme bakıyor, Tanımadığı belli ama önemsemiyor. Otur,diye işaret ediyor, Yanındaki sandalyeye ilişiyorum. Utanmıyorum,diyor, Yaşlılığımdan utanmıyorum. Hocam ne demek, estağfurullah, Elimi sıkıp susturuyor, Aslında yaşlılık ayrıcalıktır. Cenazelerde, ' Her fani ölümü tadacaktır ' derler, Oysa yaşlılık sadece şanslılara nasip olur  unutma! İşte bu nedenle, Ağrıyan dizlerimden, Kataraktlı gözlerimden, Acıtan sözlerimden utanmıyorum. Hocam ne demek, Allah uzun ömürler versin, Tekrar elimi sıkıp susturuyor, Ölüme gelince, hiç takmıyorum diyor, Ben öldüğümde, İçinde Rıfat hoca olmayan yeni bir dünya kurulur, Ben kapıyı çeker çıkarım, Yani, gidenin y...

KOKU

Resim
Her çocuk kendi kokusuyla doğar, Sadece annesinin duyabildiği, Şımarıklığı gizlenir o kokunun ardında, Acizliği gizlenir kimi zaman, Yüzüne kapanmayan son kapıdır o, Sığınabileceği son liman, Ölen sadece annen değildir yani, Kokunda birlikte ölür, Anneni kaybettiğin zaman.. İSTANBUL , KASIM 2018

ŞİİRLER

Resim
Aslında sanıldığı gibi kolay değildir okunası şiirler yazmak, İçinizdeki isyanları kelimelere dökerek değerli kılmak, Emek ister, Samimiyet ister, Yürek ister. İnanmadığın fikirleri savunmaya, Yalan haberleri manşet yapmaya, Sorunları bırakıp kaçmaya, İnsanları kandırarak politika yapmaya benzemez yani.. İSTANBUL, EKİM 2018

CEBO'NUN ÖLÜMÜ

Resim
Temmuz 2018 İstanbul, bir devlet hastanesi girişi, İnsanlarda telaş, İnsanlarda endişe, İnsanlarda korku, Arka tarafta, koridorun sonunda 112 nolu oda, İçeriye yavaşça giriyorum, Oda sıcak ve nemli, Duvar kenarında bir yatakta, Bembeyaz yüzlü,yaşlı bir adam kıvrılmış yatıyor, Cebo'nun yatağı cam kenarında, Hastalığın çoğunu aldığı ufacık vücuduyla, Oturmuş gökyüzüne bakıyor, Gökyüzü derken, o bildiğimiz  mavi değil, Buluta benzer bir beyazlık ama,bulut değil, İşte öyle, pis bir İstanbul havası.. Yaklaş diyor bana yavaşça, Küçülen yüzünde irileşmiş gözlerine bakıyorum, Korkma diyor,kronometreyi durdurdum, Ölümdü,zamandı,hiç takmıyorum, Zaten sonlara inanmam bilirsin, Başlangıçlara inanmadığım gibi.. İşte bu pencereden bakıyorum diyor haftalardır, Gün her akşam,ertesi sabah doğmak için ölüyor, Sabah ta ölmek için tekrar doğuyor, Bu döngü her şeyde aynı değil mi? O zaman ,ölüm ne ?, başlangıç ne ?, son ne? , Ben diyor,aslında zamana da inanmıyorum. Kaybolan umutlar bu işin neresinde d...